KAKTÜS SEVDASI

                             
Ben küçükken bir kaktüsümüz vardı. Minicik bir saksı içinde yaşamaya uğraşan bir canlı. O minicik haline bakmadan bir gün tomurcuk verdi. İçimizi müthiş bir sevinç kaplamıştı. Bu sevincin kaynağı neydi peki? Yaşama olan azmin sevinci mi? Hayata bağlılığın sevinci mi? Bilmiyorum. Tek bildiğim o zamandan beri bu bitkilere olan saygımdır.
Ne derler bilirsiniz. Eğer uzun zamandır biriyle birlikte değilseniz bir çiçek alın ve onu bir sene yaşatmaya uğraşın. İşte bu deyişteki çiçek muhtemelen kaktüs değil ancak siz gene de kaktüsü deneyebilirsiniz. Kaktüsler vefalıdır. Buraya nasıl geldim. Şöyle ki geçen gün ablam terasta kendi kaktüsüyle uğraşıyordu. Yanına gittiğimde sevinçle bana kaktüsü gösterdi bak dedi çiçek açmış. Sonra da saksıyı havaya kaldırdı altını üstünü inceledi. Bu durum son derece dikkatimi çekti. Ne yapıyorsun sen dedim. Kaktüsümü seviyorum dedi. Bu kadar tuhaf bir şeyi nasıl sevebilirsin? Diye ister istemez sordum. O   da sende çok tuhaf bir şeysin ama seni de seviyorum dedi. İşte bu söz beynimde bir kıvılcım yanmasına sebep oldu. Derhal bir kaktüs alıp sevmeye karar verdim. Ancak kaktüs bitkisine yabancı olduğum için modern zamanların en büyük bilgi kaynağı internete başvurdum. Nette kaktüslerle ilgili devasa bir bilgi hazinesi mevcut. Nasıl bakılması gerektiğinden nerelerde kalması gerektiğine, türlerine göre hangi toprakları hangi mevsimleri sevdiğine, hangi mevsimde ne kadar sulanması gerektiğine kadar her şey var.  Efendim netten öğrendiğime göre:


Kaktüslerin anavatanı Amerika kıtası ve yöresindeki adalar olup, en çok kaktüs türüne Meksika’da rastlanmaktadır.Kaktüs adı Yunanca’da “dikenli bitki” anlamına gelen “kaktos” kelimesindengelmektedir. Yaprakları hemen hemen kaybolmuş, bunların yerini dikenler almıştır.. Çiçekleri güneşi yansıtmak için saten gibi parlak, kısa ömürlü, maviden başka her renktir.
Kaktüs lerin radyasyonu absorbe ettiğine dair net bir bilimsel veri olmamasına rağmen  halk arasında  buna çokça inanıldığı için iş yerlerinde bilgisayarların ve her türlü elektronik cihazın yakınına yerleştirilmiş küçük sevimli bir kaktüs saksısına  sıkça rastlayabilirsiniz
Kaktüsünüzü bolca  güneş alan bir yere koymalısınız ve mümkünse hava almalı. Sularken toprağın kuru olmasına dikkat etmeli ve sulama için akşam yada sabah saatlerini seçmelisiniz.
Elbette hepsi bu kadar değil ancak hepsini koyarsam olmaz. Kaktüs bitkisi binlerce yıldır dünyamızda yaşamakta. Onu bu kadar özel kılan şeyse yapısı. Bu bitkisi tam bir survivor bitkisi. Adeta hayatta kalmak için dizayn edilmiş. İhtiyacı olan su miktarı pek az bununla beraber bu miktarı kendi bünyesinde depolayıp bunu zor zamanlarında kullanabiliyor. Dikenli bir bitki olması sebebiyle diğer hayvanların saldırılarından hayatta kalabilyor.
Ancak tüm bu anlatılanlara rağmen bir insanın neden bir kaktüsü sevdiğini anlamak için onun çiçek açmasını beklemelisiniz. Çünkü çiçek açan bir kaktüs size dünyanın en mutlu anlarını yaşatacaktır.





(Balkonumuzdaki  bir diğer kaktüsün  son hali  )

Biraz Ediz Hun’a kulak verelim. Kendisinin bahçesinde 3500 adet kaktüsü var ve  bu özel çiçeklerin  bakımı ile ilgili söyleyecekleri var:
a)      Bakım, ilgi ve bilgi ister. Ben o kadar alıştım ki; baktığımda hasta olup olmadığını, ne istediğini anlayabiliyorum. Bu işin sırrı; geçirgen, su tutmayacak bir toprak, biraz kum, biraz havalandırıcı, kırılmış lav taşı. Dikildiğinde bir hafta su verilmeyecek ki, kırılmış kökler birtakım mikroorganizmalar tarafından çürütülmesin. Ayrıca, günde 2-3 saat güneş ışığı almalı. Saksıyı nasıl koyduysanız, o açıda tutacaksınız. Sürekli pozisyonunu değiştirirseniz, kaktüsün sistemi allak bullak olur. Sulamasını, gübrelemesini, ilaçlamasını ben yapıyorum.
b)      Yapıları farklı, çiçekleri güzel. Öyle şekilleri var ki kendinizi uzayda gibi hissediyorsunuz. Çünkü bitkiler genellikle yapraktır, gövdedir; kaktüslerde ise yaprak gövde halini almış. Korunma mekanizmaları da enteresan. Dikenlerini bu yüzden oluşturmuş. Dikensiz olanları da o kadar acı ki dokunan böcek ölüyor.
Röportajın tamamını okumak için posta gazetesine başvurabilirsiniz.
          


      Kaktüslerle ilgili son trendden de bahsetmemek olmaz. Evet hepinizin sağda solda görüp
içinizin gittiği o minik dünyalardan yani Terrariumlardan bahsediyorum. Aslında farklı bitkileri bir araya getirip bir ekosistem oluşturmak esasından yola çıkarak oluşmuş bir fikir olsa da  dikensiz kaktüs türü olan sukulentlerin ve estetik ve dayanıklılığının sonucu olarak pek çok farklı tür kaktüslere uygulanması ile  yaygınlaşmış. Bir cam fanus ve süsleme eşyalarıyla evde bizimde kolayca yapabileceğimiz bu tasarımlar hem çok estetik hem de şık. Bu mecra o kadar yaygınlaşmış ki bir iş kolu doğmuş durumda.  Benim bile bu dünya güzeli resimle kalbimi fethetti.
           
           Kaktüs bir aşk ve bir tutku. Kaktüs sevdalıları bu sevdalarını dünyanın çeşitli yerlerinden kaktüs biriktirmekle yaşıyor. Bazı tutkunların sayısı binleri bulan kaktüs koleksiyonları var ve hepsini tutkuyla seviyorlar. Kaktüslerin büyülü dünyasına girmek istiyorsanız da yapmanız gereken çok basit bir kaktüsden ufak bir parça alıp kendi toprağınıza ekmek. Sonrasında kaktüsünüz sizi bile şaşırtacak bir hızla büyüyecek ve sizde doyumsuz bir haz yaşayacaksınız.
                Tüm kaktüs ve doğayı severlere binlerce selam…

               

                                                                                                       Ali Oğuzhan Vural

Yorumlar