KIYI  


Denizin kenarında durup o dingin maviliğe baktı uzun uzun. Koskoca mavi renkli suyu tüm benliğine hapsetti. Gözleriyle emdi tuzunu. Ayakkabılarını çıkarıp ayaklarını buz gibi suyun içine soktu. Bir süre üşüdü. Ruhunda denizde yüzen balıkları duyumsadı. Bir büyük palamut gezdi koltuk altlarında. Ah ne güzelsin dedi içinden denize. Önünde saygı ile eğildi. Sonra görüntüsüne bir yelkenli girdi. Ağır ağır geçti. Güvertesinde bir kız oturuyordu. Yüzünden değil saçlarından anladı. Kız ona gülümsüyordu. Kıza değil kendi ruhuna bakıp anlamıştı bunu. Arkasını döndü kıza, madem gidiyorsun neden gülümsüyorsun aptal kız dedi. Olsun dedi kız bu manzara, bu kıyı nasıl gülümsenmez. Döndü hemen. El salladı kıza. Kollarını büyük büyük açtı ve tüm gücüyle salladı. Sonra kız da el salladı. Gözleri ıslandı. Demek söyleyenler haklıydı. Bu kıyıda büyü vardı.
             

              

                                            Ada

Eninde sonunda kurtulacağım bu adadan. Yolları dar, sokakları pis lağım kokan. Hiç bakmadan ardıma gideceğim işte. Kara beni sarmaz, beni sevmez ama burada da zaman hiç geçmiyor ki… 

                                                 

                                        



Yorumlar