Kırmızı Pazartesi’nin Sırrı


                Gabriel Garcia Marquez Kolombiya cumhurbaşkanı Juan Manuel Santos tarafından ölümünün hemen ardından yaşamış en büyük Kolombiyalı olarak ilan edilmiştir. Hemen hemen herkesin üzerinde hemfikir olacağı tek konu büyük bir yazar olduğudur. Hukuk fakültesinde okurken okulunu yazar olabilmek için yarıda bırakmıştır. Marquez büyülü gerçekçilik denen edebiyat akımının babasıdır. Tüm kitaplarında edebi bir lezzet ve insanlık dersleri ruhunuzun tüm katmanlarına ulaşır. Eşsiz yazı kariyerini bir de Nobel alarak taçlandırmış yazar 17 nisan 2014 tarihinde sevenlerini üzerek dünyaya gözlerini kapatmıştır.
                Sizlerle paylaşmak istediğim kitabı Kırmızı Pazartesi yazarın önemli yapıtlarından biri olarak kabul edilir. Kolay okunan anlaşılır bir dille yazılmış olan kitap adından da anlaşılacağı üzere bir pazartesi gününden bahsetmekte. Santiago Nasar her günkü rutin işlerini yapmak için uyandığında yaşadığı kasabadaki herkesin aksine öldürüleceğinden habersizdir. Onunla beraber olan ve onunla yaşayan herkes onun öldürüleceğini bunun bir namus cinayeti olacağını ve katillerin kimler olduğunu bilmekte ancak kimse hiçbir girişimde bulunmamakta. Zaten kitabın bahsettiği işte bu anlamsız kayıtsızlık…
                Roman bir karnaval romanı ve tüm karnaval romanlarında olduğu gibi bir süre sonra karnaval kaosa dönüşüyor. Yedi günahı barındıran bir kaos.
                Roman aynı zamanda bir dar zaman romanı olarak nitelenebilir. Çünkü yaklaşık yirmidört saatlik bir zaman diliminde roman sonlanıyor. Romana hakim olan iki zaman var. Şimdiki zaman ve geçmiş zaman. Roman anların içinden anlatılıyor. Geriye dönüşlerle (sık sık) roman devam ediyor.
                Romanda röportaj tekniği kullanılmış. Bir sürü insanla konuşan anlatıcı bunların dilinden o anı tekrar bize yaşattırıyor.
                En önemli özelliği ise kitap tüm bunları yüz yedi sayfada gerçekleştiriyor. İnanılmaz bir ustalık isteyen yazımda, yazarla yapılan röportajda ilk oniki sayfa için beş yüz sayfayı çöpe attığını ifade etmiştir. İnsanın aklını karıştıran bir matematik ve tuhaf denebilecek bir kurgusal yapısı var.
                Marquez okunmayı kesinlikle hakeden bir yazar bu romanında bunu bir kez daha ispatlıyor. Kolombiyadan gelip günümüz Türkiyesine bile eleştirel bir bakış getiren bu romanı onun yazdıklarıyla ve öğrettikleriyle ne kadar evrensel ve büyük bir romancı olduğunun kanıtı.
                Aklınız boş ve avuçlarınızda sevdiğiniz aromalı bir fincan kahve ile sizlerinde kalbinizi fethedecek bir roman kırmızı pazartesi. En büyük sırrı ise büyük bir parça insanlık katılması içine.
                Tercih ederseniz iyi okumalar.

                Ali Oğuzhan Vural.

Yorumlar